Türkiye’deki doğal afetlerden hasar ve can kaybı olarak etkisi en ağır olanın yine depremler olduğunu belirten uzmanlar, afet yönetiminin en önemli ayaklarından olan afet lojistiğinin önemine dikkat çekti.
Türkiye’de doğal afetler arasında en sık yaşanan afet türü depremler. Bunun en yakın ve en üzücü örneği ise Elazığ’da yaşandı. Ülkemizdeki doğal afetlerden hasar ve can kaybı olarak etkisi en ağır olanın yine depremler olduğunu belirten uzmanlar, afet yönetiminin en önemli ayaklarından olan afet lojistiğinin önemine dikkat çekti. Yaşar Üniversitesi Uluslararası Lojistik Yönetimi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Pervin Ersoy ve Dr. Öğretim Üyesi Gülmüş Börühan, deprem adına planlanan uluslararası işbirliği projeleri hakkında da bilgi verdi.
25 ilde lojistik cep deposu
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) 2009 yılında göreve başlaması ile ülkemiz için ilk acil durum planı olan Türkiye Afet Müdahale Planı’nın (TAMP) 2013 yılında yayınlandığını hatırlatan Dr. Öğretim Üyesi Gülmüş Börühan ve Dr. Öğretim Üyesi Pervin Ersoy, TAMP’ın önemine ilişkin şu bilgileri verdi:
“TAMP, Türkiye’de yaşanabilecek her tür ve ölçekteki afet ve acil durumlara etkin müdahale için görev alacak, kamu kurumları, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve gerçek kişileri kapsar. TAMP’ın bilişim altyapısı olan Afet Yönetimi ve Karar Destek Sistemi, kısaca AYDES, müdahalede görevli olan tüm kurum ve kuruluşların talep ve kaynak yönetimi yapabileceği web tabanlı bir bilgi sistemidir. TAMP’ı destekleyen unsurlardan biri de afet anında ihtiyaç duyulacak geçici barınma malzemelerinin gerekli yerlerde zamanında ulaşabilmesi için Türkiye çapında kurulan 22 lojistik merkezdir. Bu lojistik merkezlerden bir TIR dakikalar içinde yüklenerek yola çıkabilmekte, malzemeler uzaktan takip ve kontrol edilebilmektedir. Ayrıca, Türkiye genelinde, toplam 26 lojistik depo, 47 de lojistik destek deposu bulunmaktadır. Bunun yanı sıra, afet ve acil durumlar sonrasında oluşabilecek ihtiyaçların daha hızlı bir şekilde giderilebilmesi için cep depolar oluşturulmaya başlanmıştır. Cep depolar, olası afet olayları sonrasında, ihtiyaç duyulacak malzemelerin stoklanması ve olası bir afet durumunda en hızlı bir şekilde afet bölgesine ulaştırılması için, içerisinde kent çadırı, yatak, yastık çarşaf seti, battaniye ve kurtarma ekipmanları bulundurulması planlanmıştır. Bugün 25 ilde lojistik cep deposu yapılması planlanmaktadır. Bu sistem, çeşitli illerimizde uygulanmaya başlandığı gibi, İzmir’de de olası bir afet durumu için hazırda bekletilen 10 adet konteyner cep depo ile başlatılmıştır.”
10 bin okulun sismik güçlendirilmesi öngörülmekte
AFAD’a göre, Türkiye genelinde 15 bin 984 adet toplanma alanı bulunduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Gülmüş Börühan ve Dr. Öğretim Üyesi Pervin Ersoy, AFAD’ın afet yönetim sisteminde bu süreci en iyi yöneten Japonya’yı rol model olarak aldığını ve Afet Yönetim Sisteminde Japonya ile iş birliği yaptığını ifade ettiler. Akademisyenler, “Deprem konusundaki teknolojik birikimi ile dikkat çeken Japonya’nın Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) ‘Japon Teknolojisinin Yaygınlaştırılması Programı’ kapsamında, binaların depreme karşı sismik güçlendirilmesi konusunda çok önemli adımlar atılmaktadır. Japonya’nın afet teknolojisini Türkiye’ye transfer edecek proje ile 10 bin civarında okulun sismik güçlendirilmesi öngörülmektedir” diye konuştu.
Türkiye’nin 2020 deprem planları
İçinde bulunduğumuz 2020 yılında deprem için planlanan bazı çalışmalar hakkında da bilgi veren ikili, “2020 yılı içinde planlananlardan bazıları ise; ‘Deprem Bilgi Bankası’ kurulması ve işlevinin sürekli kılınarak, deprem verilerinin uluslararası standartlara uygun yöntemlerle işlenmesi, belirli bir formatta depolanması ve çok paydaşlı kullanıcılara tek merkezden dağıtılmasıdır. Ayrıca, ‘İkaz ve Alarm Sistemi’ yaygınlaştırma çalışmaları kapsamında siren sistemi kurulumu için ASELSAN ile sözleşme imzalanmış, yerli ve milli bir siren sisteminin geliştirilerek ülke geneline yaygınlaştırılması konularında çalışmalara başlanmıştır. Japonya’nın Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) Türkiye Başkanı Takehiro Yasui, Türkiye’de afet yönetimi konusunda AFAD, İçişleri ve Milli Eğitim Bakanlığı gibi kurumlarla işbirliğinde birçok proje gerçekleştirdiklerini ifade etmiştir. Şimdiye kadar 157 bin 643 kişiye ’Temel Afet Bilinci Eğitimi’ verildiğini hatırlatan Yasui, nihai hedeflerinin ilköğretim öğrencilerine afet bilincini aşılamak için ’Afet Yönetimi’ dersinin müfredata sokulması olduğunu da söylemiştir” dedi.
“Üniversitelerden destek alınabilir”
Son yıllarda önemli yol aldığımız afet öncesi ve esnası durumların yönetilmesi konularında hala yapılacak birçok şeyin olduğunu belirten Yaşar Üniversitesi Uluslararası Lojistik Yönetimi Bölümü Öğretim Üyeleri, “Üniversitelerin Lojistik ve Afet Lojistiği bölümlerinden afet lojistiği süreçlerinin planlanması aşamasında daha fazla görüş alınması, süreçlerin daha etkin planlanmasında önemli rol oynayacaktır. Temel amacı, toplumu bilinçlendirmek ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamak olan üniversiteler, bu konuda istendiği takdirde gönüllülük esasıyla eğitimlerde rol oynayabilirler” önerisinde bulundu.
Afet lojistiğinin büyük önemi
Afet lojistiğinin neden kritik öneme sahip olduğunu da anlatan Dr. Öğretim Üyeleri Pervin Ersoy ve Gülmüş Börühan, “Afet lojistiği; afet öncesi hazırlık, afet müdahale süreci ve müdahale sonrası lojistik faaliyetler olmak üzere üç kısımda değerlendirilir. İlk aşama olan hazırlık aşaması, afetin meydana gelmesinden önceki süreçte ortaya konması gereken faaliyetler bütünüdür. Bu aşamada, farklı senaryolara göre önceden alternatif ulaşım araçları, ulaşım rotaları ve dağıtım kanalları belirlenmelidir. Afetin görülme olasılığı yoğun bölgelerdeki hastanelerin tedarikçileriyle acil durumlarla ilgili tedarik prosedürlerini gözden geçirmeleri şarttır. İkinci aşama olan anında müdahale aşamasında, en önemli nokta felaketin yaşandığı yere hızlı ve doğru şekilde yanıt verilmesinin sağlanmasıdır. Bu da ancak hazırlık aşamasında tüm afet durumları ve afetin getireceği olumsuzlukların senaryolanmış olmasına bağlıdır. Afet Koordinasyon Merkezi tarafından önceden oluşturulan Afet Durumu Kontrol Listeleri, afet planlarının takibi ve aşamaların eksiksiz bir şekilde yürütülmesinde hayati öneme sahiptir. Üçüncü ve son aşama olan iyileştirme aşaması afet meydana geldikten ve ilk müdahaleler yapıldıktan sonraki uzun dönemli rehabilitasyon süreci olarak tanımlanabilir. Rehabilitasyon süreci uzun vadede öncelikli olarak afetzedelerin yeniden hayata tutunması için gerekli ortamın sağlanması, enkazın kaldırılması ve zarar görmüş altyapının onarılması, malzeme toplama bakım, atık ve imha faaliyetleriyle birlikte izleme, değerlendirme ve raporlama faaliyetlerini kapsar” bilgisini verdi.