Türkiye’nin birçok şehrinde değişik yöntemlerle çok sayıda vatandaşı dolandıran ve ‘Sazanlı Dolandırıcılık Çetesi’ olarak tanınan dolandırıcılar, İzmirli iki vatandaşı da kurbanları arasına dahil etti. Dolandırıcıların ağına takılarak araçlarını kaybeden vatandaşlar “Bizim canımız yandı, başkasının canı yanmasın” dedi.
Türkiye’nin değişik illerinde 130 kişiyi benzer yöntemlerle kandırarak, araçlarını alan dolandırıcıların tuzağında İzmirli iki vatandaş da yer aldı. Bornova’da yaşayan Turgut Yağan (56) ve Menderes’te yaşayan Tamer Hasanoğulları (50), aynı kişilerce aynı yöntemle dolandırıldıklarını ileri sürerek polise şikayetçi oldu. Yağan ve Hasanoğulları, dolandırıcıların kendilerine ikram ettiği yiyecek ve içeceklerin etkisiyle sersemleyip satış sözleşmesine ücret almadan imza attıklarını iddia etti.
“Tarım krediden alacağımız var” diyerek kandırdılar
Edinilen bilgiye göre Bornova’da yaşayan Turgut Yağan isimli vatandaş yaklaşık 6 ay önce ihtiyaçtan dolayı piyasa değeri 80 bin lira olan hafif ticari aracını satışa çıkardı. İddiaya göre E.K. isimli şahıs ve arkadaşları, Yağan’a ulaştı ve ondan Salihli’ye gelmesini istedi. Acil paraya ihtiyacı olduğunu söyleyen Yağan da, Salihli’ye gitmeyi kabul etti. Salihli’ye giden ve dolandırıcıların ikram ettiği yiyecek ve içeceklerden dolayı sersemlediğini ileri süren Turgut Yağan’a iddiaya göre “Tarım Kredi Kooperatifinden alacağımız var. O parayla satışı yapalım” diyen şüpheliler, sözleşme yaparak aracın satış işlemini gerçekleştirdi. Şüpheliler daha sonra paranın yatacağını söylediyse de uzun bir süre hesaba para yatmadı.
“Arabamı aldılar gittiler ben mağdur kaldım”
Olay anını anlatan mağdur Turgut Yağan “İhtiyaçtan dolayı arabamı satışa koydum. Salihli’den biri beni aradı; ‘Bizim bu arabaya acil ihtiyacımız var’ dedi. Benim de acil paraya ihtiyacım vardı. ‘Hemen gel satışını ver, paranı al git’ dedi. Ben de buradan Salihli’ye gittim. Oraya gittiğimde ikisi erkek biri kadın olmak üzere üç kişi beni karşıladı. Bu kişiler beni dolandırdı. Ben onlara ruhsatı verirken çay, kahve peş peşe geldi. Ben o çay ve kahveden mi etkilendim bilmiyorum. Notere satış işlemleri için gittik. Şahıslar, Tarım Kredi Kooperatifinden alacakları olduğunu söylediler. O arada birisi sözde kooperatif başkanını aradığını söyledi. Birisi de başkan rolünü oynuyor. Telefondaki şahıs da ‘Amca bunların bizden alacağı var, biz bunları ödeyemiyoruz; gel sana ödeyeceğiz’ gibi sözler söyledi. Noterde imzayı attıktan sonra aşağıya indim. Yarım saat-bir saat sonra arabamı alıp gittiler; ben mağdur kaldım. Paramı da vermediler” diye konuştu.
“Bizim canımız yandı, başkasının canı yanmasın”
Olayın şokunu hala atlatamadığı belirten Turgut Yağan, “Devlet büyüklerimden benim mağduriyetimin giderilmesini istiyorum. Bize yardımcı olsunlar. Bizim canımız yandı, başkasının canı yanmasın” dedi.
Minibüsünü alıp kayıplara karıştılar
Menderes ilçesi Özdere Mahallesi’nde yaşayan ve şoförlük yapan Tamer Hasanoğulları da 2016 yılının şubat ayında, 2009 model minibüsünü satmak için internete ilan verdi. İddiaya göre internet üzerinden kendisine ulaşan E.K. ve yanındaki üç kişi, Özdere’ye gelerek aracı satın almak istediklerini söyledi. Bu kişiler, Hasanoğulları’na 500 lira kapora verdi. E.K. ve yanındaki kişiler, Hasanoğulları’na, Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi’nden kredi çekeceklerini, bunun için de önce aracının ruhsatını üzerilerne geçirmesi gerektiğini söyledi. Araç satış işlemini gerçekleştirmeden kredi verilmeyeceğini ifade eden şüpheliler Tamer Hasanoğulları’na 50 bin liralık senet vermeyi kabul etti. Mağdur vatandaş ile şüpheliler önce beş kişinin şahitliğinde sözleşme imzaladı, ardından da satışı gerçekleştirmesi için E.K.’nin yanındaki S.Ş.’ye vekalet verdi. Vekaleti alan E.K., S.Ş. ve diğer iki kişi, Hasanoğulları’nın yanından ayrılıp memleketlerine geri döndü. Daha sonra notere giderek, aldıkları vekalet aracılığıyla aracın satış işlemlerini gerçekleştirdi. E.K. ve yanındaki kişiler, Hasanoğulları’na saatin geç olduğunu, mesai saatinin sona erdiğini, paranın ancak bir gün sonra hesabına geçeceğini söyledi ve yanından ayrıldı. Ancak, bir gün sonra hesaba para yatmadı. Şüpheliler, bir daha da telefona çıkmadı.
“Benim ekmeğimi, paramı alıp götürdüler”
Olay hakkında konuşan Tamer Hasanoğulları, “2016 şubat ayında bu kişiler geldi. Arabaya garajda baktılar, ondan sonra da Özdere’ye gittik pazarlığı yaptık. 63 bin 500 liraya arabayı onlara verdim. 13 bin lirayı peşin verdiler; 50 bin lira için de Esnaf Kefalet Kooperatifinden alacakları olduğunu söyleyerek ’Bize 10 gün müsaade et’ dediler. ’Tamam’ dedik, Selçuk’a gittik. 29 Şubat olduğu için satış işlemleri yoktu. Alım satım gerçekleşmedi. 50 bin liralık senet için o şahıs bize, ‘10 gün müsaade et esnaf kefaletten para çekip senin paranı vereceğiz’ dedi. Biz de ’tamam’ dedik. 10 gün oldu, 15 gün oldu derken tam 4 sene oldu benim paramı vermediler. Mağduruz. Benim bütün ekmeğimi, paramı alıp götürdüler. Ben devlet büyüklerimizden o şahısların tutuklanmasını ve arabamın iade edilmesini istiyorum” sözlerine yer verdi.