Topkapı Sarayı’ndan sonra Osmanlı’nın Anadolu’da yaptırdığı en büyük saray olarak bilinen Manisa Sarayı’ndan günümüze ulaşabilen tek yapı olan Fatih Kulesi’nin restorasyonunda sona doğru adım adım yaklaşılıyor. Kulenin üst kubbeli yapısı (cihannüma) aslına uygun şekilde yeniden inşa ediliyor.
Osmanlı döneminde Saray-ı Amire olarak adlandırılan ve Topkapı Sarayı’ndan sonra Osmanlı’nın Anadolu’da yaptırdığı en büyük saray olarak bilinen Manisa Sarayı’ndan günümüze ulaşabilen tek yapı olan Fatih Kulesi adeta küllerinden yeniden doğuyor. Türk Kızılayı Manisa Şubesi ile önceki yıllarda yapılan protokol gereği Manisa Valiliği YİKOB tarafından İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü koordinasyonunda başlatılan çalışmalarda tarihi yapının dış cephesini kaplayan kalın sıvalar söküldü. Büyük bir titizlikle yürütülen çalışmalarda kulenin cihannüması yeniden inşa edilerek yavaş yavaş gün yüzüne çıkarıldı. Restorasyon işlemleri tamamlandığında tarihi yapı ziyaretçilere kapılarını açacak.
Tarihi yapıdaki restorasyonu yerinde inceleyen Manisa Valisi Yaşar Karadeniz, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Sudak ve firma yetkililerinden son durum hakkında bilgi aldı. Restorasyonda gelinen aşama hakkında bilgi veren Vali Karadeniz, “Manisa Sarayı’ndan sağlam ve kullanılabilir durumda kalan tek yapı olarak günümüze kalan yapıda çeşitli değişiklikler olmasına rağmen ana gövdesi günümüze ulaşmıştır. ‘Fatih Kulesi’ diye bilinen tescilli yapının restorasyonuna ait projelerin ve uygulamasının yapılması, restorasyon sonrasında yapının Hilal-i Ahmer, Kızılay ve Saray-ı Amire Müzesi’ne dönüştürülmesi için Manisa Valiliği, Türk Kızılayı Manisa Şubesi ile Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü arasında protokol imzalanmıştır. İmzalanan protokol gereği Fatih Kulesi ile ilgili araştırma ve etüt çalışmaları gerçekleştirilerek, yapının rölöve, restitüsyon ve restorasyon projeleri hazırlanmış, akabinde projeler Kültür Varlıklarını Koruma Kurul uzmanları ve kurul üyeleri tarafından incelenerek gerekli onaylar 2021 yılında verilmiştir. Tüm bu çalışmaların akabinde 2021 sonunda restorasyona ilişkin ihale Manisa Valiliği YİKOB tarafından gerçekleştirilmiştir” dedi.
“Bir hayli ön planda bulunan cihannüması tamamlanma aşamasına geldi”
2021 yılının Aralık ayı içerisinde restorasyon çalışmalarının başladığını hatırlatan Vali Karadeniz, “540 gün süre ile ihale edilen yapının raspa ve söküm çalışmaları, Aralık 2021 tarihinde ilgili uzmanların denetimi ile başlamıştır. Sıva sökümlerinin ardından ortaya çıkan durum Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından tekrar değerlendirilmiş, revize projeler hazırlanmıştır. Ayrıca yapının statik durumu, içinden yapılacak sökümlerle ilgili de rapor ve projeler hazırlanmıştır. Uzun bir süreç alan bu çalışmaların ardından yapının son dönemdeki bozulmaların tespiti ve bu alanların uygun taş işçilikle kapatılmasına yönelik çalışmalar başlatılmıştır. Örnek taş örgü çalışmaları yapılarak onaylanmasının ardından taş çalışmaları devam etmektedir. Ayrıca yapının son dönem fotoğraflarında da bir hayli ön planda bulunan cihannüması tamamlanma aşamasına gelmiştir. Bu çalışmaların ardından restorasyona ilişkin diğer işlemler hızlanarak, çalışmaların 2023 yılının ortalarında tamamlanması hedeflenmektedir. Restorasyon çalışmalarının akabinde ise onaylı projelere bağlı olarak yapının zemin katı Hilali Ahmer-Türk Kızılayı’nı, üst katları ise Manisa Saray-ı Amiresi’ni anlattığımız gibi bir müzeye dönüştürülecektir” diye konuştu.
Saray-ı Amire’nin tarihçesi
Yıldırım Beyazıt’ın oğlu Süleyman Çelebi ile 1390 tarihinde başlayan şehzadelerin Manisa’ya gelişleri, III. Mehmet’in 1595’te tahta çıkmasına kadar devam ederken, sarayın bu süreçte kısım kısım inşa edildiği öğrenildi. Şehzadelerin sancaklarda eğitim alması geleneğinin kalkmasının ardından Manisa Sarayı Saray-ı Amire yavaş yavaş tahliye edilmeye ve kaybolmaya başladı. Yunan askerlerinin Manisa’dan çekilirken tüm şehri yakmasıyla birlikte sarayın geriye kalan parçaları da yok olup gitti. Geriye sadece Fatih Kulesi kalırken, kule farklı zamanlarda onarımlarla birçok fonksiyonla kullanıldıktan sonra 11 Kasım 1955 tarihinde Maliye Hazinesi tarafından Türkiye Kızılay Cemiyeti tüzel kişiliğine verildi ve uzun yıllar Kızılay şubesi olarak hizmet verdi.