Site Rengi

enflasyon emeklilik ötv döviz akp chp mhp
DOLAR
32,3744
EURO
35,0015
ALTIN
2.325,97
BIST
9.090,42
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Manisa
Açık
28°C
Manisa
28°C
Açık
Cumartesi Parçalı Bulutlu
29°C
Pazar Az Bulutlu
28°C
Pazartesi Az Bulutlu
29°C
Salı Parçalı Bulutlu
25°C

Prof. Dr. Tosun’dan S-400 ve 15 Temmuz değerlendirmesi

Prof. Dr. Tosun’dan S-400 ve 15 Temmuz değerlendirmesi

15 Temmuz hain darbe girişimini 3. yılında değerlendiren Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, S-400 hava ve füze savunma sistemlerinin birinci grup malzemelerinin sevkiyatı ile ilgili de, “Türkiye kendi ulusal güvenliği açısından S-400’lerin önemli olduğunu ilan etmiş durumda ama bundan sonraki süreçte uluslararası kuruluşlarla arasındaki işbirliğini doğrudan kazan-kazan stratejisi üzerine kurması gerekiyor” dedi.

Ege Üniversitesinden Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, 3. yılında 15 Temmuz hain darbe girişimini değerlendirdi. Tosun, S-400 hava ve füze savunma sistemlerinin birinci grup malzemelerinin sevkiyatı hakkında da önemli açıklamalarda bulundu. Tosun, “Türkiye kendi ulusal güvenliği açısından S-400’lerin önemli olduğunu ilan etmiş durumda ama bundan sonraki süreçte uluslararası kuruluşlarla arasındaki işbirliğini doğrudan kazan-kazan stratejisi üzerine kurması gerekiyor. S-400 ile güvenlik alanında elde edilecek bir kazanımın, diğer taraftan başta NATO olmak üzere uluslararası örgütler açısından risk oluşturmaması gerekiyor. Umarız bu süreç iyi yönetilir” diye konuştu.

“Türkiye’nin göstereceği refleks önemli”
S-400’lerin bir süredir Türkiye gündemini meşgul eden bir konu olduğunu, Türkiye’nin bu konuda kararını daha önce net bir şekilde verdiğini kaydeden Tosun, “Kararını net bir şekilde vermiş olduğu için bu karardan dönmesi söz konusu olamaz. Çünkü atılacak bir geri adım uluslararası kamuoyu nezdinde Türkiye’nin güvenilirlik, inanılırlık prestiji açısından sorunlara yol açabilir. S-400’lerin malzemelerinin sevkiyatının başlaması, başlangıçta atılmış olan adımın devamının getirildiğini göstermektedir. Burada mesele önümüzdeki süreçte Türkiye’nin nasıl bir refleks göstereceği. Türkiye’nin burada kazan-kazan üzerine dayalı bir strateji izlemesi gerekir” değerlendirmesinde bulundu.

“Orta yolu bulma ihtimali güçlü olacaktır”
Türkiye’nin başlangıçta verdiği kararın arkasında olduğunu göstermesinin önemli olduğunu kaydeden Tosun, şu ifadelere yer verdi: “Türkiye bu gelişmeleri hakkında ABD, NATO ile sürekli bilgi alışverişi içindedir ve Türkiye’nin ihtiyacını anlatıyordur. Burada mesele anlatmış oldukları hususların uluslararası toplum tarafından ne derecede kabul göreceği. Kazan-kazan stratejisine dayalı olarak orta yol bulunacaktır. Aksi takdirde örgütsel angajmanlarının dışına çıkma gibi eğilim içinde olamaz. Bu tür tekil olaylar Türkiye’nin kurumsallaşmış dış politika yöneliminde sapmalara yol açmaz. Rusya ile ilişkilerimiz oldukça iyi durumda. Rusya ilişkilerin iyileştirilmesi pahasına Türkiye’nin batı ve ABD ile ilişkilerinin de riske atma gibi eğiliminin olmadığını düşünüyorum. Önümüzdeki süreçte orta yolu bulma ihtimali güçlü olacaktır.”

“Askerin sivil siyaset üzerindeki vesayetinin söz edilemeyeceği bir süreç”
Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, hain darbe girişiminin 3. yılı ile ilgili de önemli açıklamalarda bulundu. Tosun, “Türkiye’de askeri darbeler, maalesef Türkiye demokrasisine ciddi anlamda tahribat vermişti. 15 Temmuz darbe girişimi ile diğer darbeleri karşılaştırdığımızda, 15 Temmuz farklı bir yere oturuyor. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat’ta Türkiye’de toplum genellikle darbe sonrasında daha edilgen ve pasif bir konumda iken 15 Temmuz’dan doğrudan doğruya Türkiye’de toplumun bu darbe girişimine karşı ciddi bir refleks gösterdiğine tanık olduk. Bu, Türkiye’de yurttaşların demokrasi bilincinin yükselmesinin bir anlamda kanıtı olarak okunabilir. Bundan sonraki süreç, Türkiye’de bütün siyasal aktörler tarafından kabul gördü. İradeye herhangi bir dışsal dinamikle müdahale etmenin toplum nezdinde artık destek görmediği tescil edilmiş oldu. Türkiye’de toplum, 15 Temmuz gecesinden bugüne demokraside halk iradesinin ne denli kutsal bir olgu olduğunu bir anlamda ilan etmiş oldu. 15 Temmuz’dan bugüne kadar olan süreç içinde siyasal iktidar ya da muhalefet tarafında bu tür girişimlerin bir daha yaşanmaması için ortak bir kanaat var. Kurumsal anlamda bir takım düzenlemeler de yapıldı, yapılmaya devam ediliyor. Önümüzdeki süreçte kanımca artık Türkiye’de askerin sivil siyaset üzerindeki vesayetinin söz edilemeyeceği bir süreçten geçiyoruz. Topluma rağmen, sandıktan çıkan iradeye rağmen bir takım dışsal dinamiklerle, bir takım vesayet araçlarıyla halkın iradesine müdahale etmenin, toplum nezdinde kabul görmediği netleşmiştir” dedi.

“15 Temmuz örneği dünyada yok”
Askeri darbeler ve darbe girişimlerine batı Avrupa demokrasilerinde pek karşılaşılmamakla birlikte özellikle Latin Amerika ya da kimi Uzak Doğu ülkelerinde örneklerin bulunduğunu kaydeden Tosun, sözlerine şöyle devam etti: “Venezuela örneği, en popüler örnek. Orada da toplumda bir bilinç düzeyi oluşmaya başladı ama 15 Temmuz örneği dünyada yok. 15 Temmuz’da herhangi bir siyasal görüş, ideolojik yönelik olmadan genel anlamda toplumun bütünü bu tür bir darbe girişimine karşı top yekun durmuştur. Halk kendi demokrasisine 15 Temmuz gecesi vermiş olduğu mücadele ile sahip çıktı. Benim incelediğim kadarıyla böyle bir örnek dünyada yok.”

“Ardında çok güçlü siyasal bilinç var”
15 Temmuz gecesi meydanlara inen toplumda demokrasiye ve bir davaya inanma durumu olduğunu kaydeden Tosun, sözlerini şöyle tamamladı: “Demokrasiye olan inancın dışında davaya da inanma söz konusu. Bu dava bir parti, bir lider, bir takım kutsal imgeler olabilir. Özellikle 15 Temmuz gecesi demokrasiyi koruma mücadelesi veren kitle kanımca bu haleti ruhiye içerisinde Türkiye’de demokrasinin işlemesi için kendisini adamış görünüyor ve bunun ardında çok güçlü bir siyasal bilinç olması gerekiyor. Yoksa rutin bir şekilde tankların önüne geçip mücadele etmek kolay değildir. 15 Temmuz öncesi, Türkiye’de çok farklı toplum kesimlerinin birbirinden ayrıştığı bir dönemdi. Demokrasinin nasıl işlemesine dair belirli konularda ayrışmış olan bir toplum vardı ama 15 Temmuz’da toplumun göstermiş olduğu refleks, toplumun her şeye rağmen bir arada yaşama iradesini gösterdiğine ilişkin çok güçlü bir örnektir.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.