Site Rengi

enflasyon emeklilik ötv döviz akp chp mhp
DOLAR
32,3212
EURO
35,0797
ALTIN
2.300,60
BIST
9.066,32
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Manisa
Açık
26°C
Manisa
26°C
Açık
Cuma Parçalı Bulutlu
28°C
Cumartesi Açık
29°C
Pazar Açık
28°C
Pazartesi Az Bulutlu
29°C

Yorgancılar’dan büyüme verileri değerlendirmesi

Yorgancılar’dan büyüme verileri değerlendirmesi

Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Ender Yorgancılar, “Küresel likidite bolluğunun imkan verdiği tüketim, inşaat ve ithalatla bir yere, genişletici maliye politikasıyla da bir yere kadar gidebildik. Şimdi, yeni küresel ve ulusal koşullar çerçevesinde yeni bir büyüme modeline ihtiyaç var. Bu model üretim ve ihracatla büyümeye odaklanmak zorunda” diye konuştu.
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, 2019 yılı ilk çeyreğine ilişkin büyüme verilerini değerlendirdi. Yorgancılar, “Türkiye ekonomisi 2018 yılının son çeyreğinin ardından 2019 yılının ilk çeyreğinde de küçülmüş yani ekonominin resesyonda olduğu netleşmiştir. Bu gelişmenin gerisinde, 2018 yılından devir alınan kötü miras kadar 2018 yılının ilk çeyreğindeki yüzde 7,4’lük büyümenin getirdiği baz etkisi de bulunmaktadır. Nüfusu her yıl yaklaşık bir milyon kişi artan, 4 milyonu aşkın Suriyeli sığınmacıya bakan ve oldukça büyük miktarda dış borç faizi ödemek zorunda olan bir ülke için bu gelişme endişe vericidir. Zira, pasta küçülürken bunu paylaşmak için bekleyenlerin sayısı artmakta, bu da refah kaybı anlamına gelmektedir. Veriler göstermektedir ki; Türkiye’nin dış kaynak girişinin imkan verdiği tüketim ve inşaatla büyümeyi, üretim ve ihracatla büyüme ile ikame etmesi gerekmektedir. Aksi halde, dış borçların üretimle, yani gelir yaratarak değil, servet stokunun yabancılara satılmasıyla ödenmesi gerekebilecektir. Bu ise uzun vadede ülkemizin kalkınmasını olumsuz etkileyecektir” dedi.

“Sanayi üretimi kan kaybediyor”
Tarım sektörü dışında tüm sektörlerde yaşanan daralmanın, ağustos ayında yaşanan türbülans sonrası artçı sarsıntıların devam ettiği anlamına geldiğini de ifade eden Başkan Yorgancılar, “Özellikle de sanayi sektörü, 2017 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 15,4 oranında büyüdükten sonra düzenli olarak ivme kaybetmiş, 2018 yılının üçüncü çeyreğinde sadece binde bir oranında büyümüştür. 2018’in son çeyreğinde yüzde 6,4 oranında küçülen sektörde kan kaybı 2019 yılının ilk çeyreğinde de devam etmiş ve sanayi üretimi yüzde 4,3, imalat sanayi yüzde 4,7 oranında gerilemiştir” ifadelerini kullandı.

Yatırım ve ihracat çekişli büyüme
Makine-teçhizat yatırımlarının, dört çeyrektir gerilemesinin endişe verici olduğunu da hatırlatan Yorgancılar şöyle devam etti:
“Bu veriler, yarınlar için ümitli olmayı güçleştirmektedir. İstikrarsız döviz kurları, yüksek enflasyon ve yüksek faiz sanayicimizi oldukça zorlamaktadır. Ancak, öncü göstergeler sektörün bu yılın ikinci çeyreğinde de küçüleceğine işaret etmektedir. Bunu da önlemenin tek yolu, yeni bir yatırım-ihracat çekişli büyüme rotasına girmesi gerekiyor. Sanayinin büyümeye başlaması, ileri ve geri bağlantılar yoluyla, diğer sektörleri de olumlu yönde etkileyecektir.”
Ekonomiyi daha olumsuz bir tablodan 2,4 puanla ihracat ve 1.1 puanla artış gösteren genişletici maliye politikasının koruduğunu vurgulayan Başkan Yorgancılar, “Bundan sonraki süreçte Türkiye’nin gerçekleştirilecek kurumsal ve yapısal dönüşümle birlikte kalkınmanın getirdiği büyümeye odaklanması gerekiyor” dedi.

Türkiye gerekli deneyim ve birikime sahiptir
Büyümenin niteliğinde sorun olduğunu da sözlerine ekleyen Yorgancılar şöyle konuştu:
“Küresel likidite bolluğunun imkan verdiği tüketim, inşaat ve ithalatla bir yere, genişletici maliye politikasıyla da bir yere kadar gidebildik. Şimdi, yeni küresel ve ulusal koşullar çerçevesinde yeni bir büyüme modeline ihtiyaç var. Bu model üretim ve ihracatla büyümeye odaklanmak zorunda. Bunun için de; kurlarda istikrar, düşük enflasyon, düşük faiz ve nitelikli yatırımların desteklenmesi gerekmektedir. Dış politikada olumlu gelişmeler de iyileşme sürecine katkı yapacaktır. Türkiye, böylesi ortamlardan çıkacak deneyim ve birikime sahiptir. Tüm kesimlerin desteği ve yeni bir ortak akıl zeminiyle Türkiye yeniden bir büyüme patikasına girecektir.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.